
Burn-Out Nedir ve Ne Yapmalıyız?
29 Ağu 2024
2 dakikalık okuma
0
4
0
Her şeyin bir ilki vardır. Bu da benim ilk blog yazım. Blog yazılarını ne zamandır klişe görür olduk? Ne kadar süredir dikkat süremiz saniyelere inmiş durumda? Benim cevabım şu; bir süredir. Artık o kadar kaotik bir düzenin içine sıkıştık ki, artık biraz yavaşlamaya bile dayanamıyoruz.
Bir şeyler üretmeden duramayan bir ikizler burcu olarak sonu bitmeyen trendleri sırf sosyal medyada görülmek için kovalamaya çalışmanın ne kadar yorucu olduğunu kendimi karşılaştırdığım ‘’insta-model/influencer’’ içerik üreticilerin paylaşımlarının içinde kaybolup kendi görünüşüm hakkında kötü hissetmeye başladığımda fark ettim. Çağımızın yeni sorunu ‘’burnout’’ dediğimiz şey mi? Bunun için neler yapabilirim araştırmaya koyuldum.

Burnout, genellikle iş veya günlük yaşamda yaşanan uzun süreli stres ve tükenmişlik hali olarak tanımlanıyormuş. Sosyal medyadaki her gün değişen popüler akımları takip ederkenki yaşadığımız geride kalmışlık ve kimliğimizden uzaklaşma da bunun temelini oluşturabilir gibi. Sürekli değişen dünyada, devamlı bir maraton koşusu yapmaktansa, kendimize iyi gelen şeyleri nasıl uygulayabiliriz? İşte durup bir bardak su içmemi ve pencerenin dışındaki sesleri gerçekten duymaya başladığım ve bundan huzur duyduğum bazı yöntemler:
Kullanım Süresini Sınırlayın: Sosyal medya kullanımınızı günlük belirli bir süreyle sınırlandırın. Uygulamalar veya telefon ayarları aracılığıyla kullanım sürenizi takip edebilir ve bu süreyi aşmamaya özen gösterebilirsiniz. Eğer kendinizi sürekli bu sınırlamayı iptal ederken buluyorsanız, günün belli bir saatine sosyal medya yerine bir aktivite koymayı tercih edebilirsiniz.
Dijital Detoks: Belirli aralıklarla sosyal medya hesaplarınızdan uzak durarak dijital detoks yapın. Bu süre boyunca sadece sosyal medya değil, genel olarak dijital cihazlardan uzak kalmak, zihinsel yenilenmenize yardımcı olabilir.
Bildirimleri Yönetme: Sosyal medya uygulamalarınızın bildirimlerini kapatın. Bu, sürekli dikkat dağılmasını azaltabilir.
Kişisel Alan Oluşturun: Sosyal medyadan bağımsız zaman dilimleri belirleyin. Özellikle uyumadan önce sosyal medya kullanmaktan kaçının; bu, uyku kalitenizi artırabilir ve zihinsel olarak rahatlamanıza yardımcı olabilir. Sosyal medyayı uykudan en az 2 saat önce kapatmanın uyku kalitenize ne kadar iyi geleceğini tahmin bile edemezsiniz.
Sosyal Medya İçeriğini Düzenleme: Takip ettiğiniz hesapları gözden geçirin ve sadece size pozitif enerji veren, ilgi alanlarınıza uygun ve bilgi kalitesi yüksek içerikleri takip edin. Size iyi gelmediğini düşündüklerinizi takipten çıkın.
Fiziksel Aktivite ve Sosyal Etkileşim: Fiziksel egzersiz yaparak ve yüz yüze sosyal etkileşimlerde bulunarak stres seviyenizi azaltın. Gerçek hayattaki sosyal bağlantılar, sanal etkileşimlerden daha doyurucu olabilir.
Farkındalık ve Meditasyon: Sosyal medyada geçirdiğiniz zamanı izlemek ve bu sürenin etkilerini değerlendirmek için mindfulness ve meditasyon tekniklerini kullanın. Bu, sosyal medya kullanımınızın sizin üzerinizdeki etkilerini daha iyi anlamanızı sağlayabilir. Y a da sabah kahvenizi, her gün bir öğününüzü dikkat dağıtıcı unsur olmadan yiyin/için.
Hedef ve Planlama: Sosyal medya kullanımınız için net hedefler belirleyin. Amacınızın sosyal medyada ne olduğunu belirleyin ve bu hedeflere ulaşmak için planlı bir şekilde hareket edin.

Bütün bunları keşfettikten sonra, bana iyi gelenin tüketme/üretme oranını dengelemek olduğunu fark ettim. Sanırım üretmekten çok tüketiyorsan, bu sana iyi gelmiyor olabilir. Ben mesela blog yazmaya başladım. En azından ilkini. Sana da en iyi gelecek olanı bilirsin.
Daha Yeni Başlıyoruz,
Çisem